Çalışmalı, Gezmeli Bir Gün
Bugün günlerden perşembe yani benim okulum yok. Salı ve perşembe günleri haftanın en sevdiğim günleri oldu resmen. Bugünün planı annemle muhteşem bir kahvaltı sonrasında bir kaç ödevim vardı onları yapmak ve son olarak en güzel kısmıda burası arkadaşım büşrayla buluşuğ kahve içip dedikodu yapmak. En sevdiğim şey eversi günden ne yapıcağımı planlamak o zaman günüm mükemmel geçebiliyor.
Annemle mükemmel bir kahvaltı ve sohbet ettikten sonra. Hemen tabikide ödevime koyuldum.
Bu benim Görsel İletişim Atölyesi dersimin kurumsal kimlik çalışması ödevi. Sanırım bu bölümü okuduğumdan beri 100ncü kez falan kurumsal kimlik yapıyorum. Yapmadığım meslek kalmadı diyebilirim. Şaka bir yana işimi seviyorum aslında. Bunları yapmak benim için tabikide avantaj çünkü grafik tasarımcı olmak demek 100 kere de olsa kurumsal kimlik yapmak demektir. Biz birde kurumsal kimlik elemanlarından sadece kartvizit, antetli kağıt ve zarf yapıyoruz. Birde hepsini yapsak neler dicem acaba.
Geldik bugünün en güzel kısmına. Hazırlanıp evden çıkma evresine. Büşra benim şile'den arkadaşım. Her yaz çocukluğumdan bari şile'deki evimize gideriz. Ve her yaz Büşra'yla birlikteyizdir. Yaz demek benim için Büşra demek. Çok çok eğlendiğimiz de doğrudur birlikte. Biz buluşup genelde kahve içer ve dedikodu yaparız. Uzun zamandır görüşmediğimizden dedikodular baya birikmiş. Kısaca kahve bahane dedikodu şahane oluyo bizim buluşmalarımızın teması.
Annemle mükemmel bir kahvaltı ve sohbet ettikten sonra. Hemen tabikide ödevime koyuldum.
Bu benim Görsel İletişim Atölyesi dersimin kurumsal kimlik çalışması ödevi. Sanırım bu bölümü okuduğumdan beri 100ncü kez falan kurumsal kimlik yapıyorum. Yapmadığım meslek kalmadı diyebilirim. Şaka bir yana işimi seviyorum aslında. Bunları yapmak benim için tabikide avantaj çünkü grafik tasarımcı olmak demek 100 kere de olsa kurumsal kimlik yapmak demektir. Biz birde kurumsal kimlik elemanlarından sadece kartvizit, antetli kağıt ve zarf yapıyoruz. Birde hepsini yapsak neler dicem acaba.
Geldik bugünün en güzel kısmına. Hazırlanıp evden çıkma evresine. Büşra benim şile'den arkadaşım. Her yaz çocukluğumdan bari şile'deki evimize gideriz. Ve her yaz Büşra'yla birlikteyizdir. Yaz demek benim için Büşra demek. Çok çok eğlendiğimiz de doğrudur birlikte. Biz buluşup genelde kahve içer ve dedikodu yaparız. Uzun zamandır görüşmediğimizden dedikodular baya birikmiş. Kısaca kahve bahane dedikodu şahane oluyo bizim buluşmalarımızın teması.
Genelde Büşra'nın okuldan geldikten sonra en kolay gelebiliceği yer Kadıköy olduğu için Kadıköy Starbucks'da oturuyoruz. Hem sıcak oluyo hemde çok fazla Kadıköy kalabalığının içinde gezip dolaşmıyoruz.
Bu da Büşra işte. Eminim bunu burda görünce bana kızıcak ama. Seviyorum gizli çekimleri ne yapayım yani. Hemen telefonlar bi pozlar bende çekiyorum hemencecik. Yine önümüzdeki hafta bloglarım da Büşra'yı sık sık görüceksiniz. Çünkü haftaya doğum gününde Büşra'nın evde kız kıza parti vericez. Parti'den kareleride burda paylaşacağım tabikide.
Birde bugün birşey daha farkettim. Kadıkoy Starbucks'ın iç mekan tasarımı değişmiş. Harika yapmışlar. Bence gidin bi görün hemde oturun derim. Alışma alanları o kadar güzel bir tasarımla düşenmiş ki insanın sürekli orada kahvesini alıp ders çalışası geliyor. Sizin için bir kaç kare çektim hatta.
Bence en kısa zamanda uğramalısınız. Çok sıcak ve samimi bir mekan tasarımı olmuş. Şimdi ye kadar oturduğum en güzel starbucks diyebilirim. Bizim okuldan sonra. Bizim okulun Starbucks'ı bi başka çünkü. Onuda başka bir 'OKUL BLOG'umda paylaşabilirim sizlerle.
Şimdi sizi çok özel bi görüntüyle baş başa bırakıp kendimden soğutmaya bırakıyorum.
21(EB) adındaki genç kız apartman içinde nasıl dolaşır izliyoruz.
Başka bir Blog'da görüşmek üzereeee :)
Yorumlar
Yorum Gönder